Zorlukların Karşısında Durmak Yok: Network Marketingde Direnç Geliştirme Hikayesi

Merhaba sevgili Network Marketing yolcusu! Bildiğiniz gibi, bu sektörde ilerlemek her ne kadar heyecan verici olsa da, karşımıza çıkan zorlukları aşmak da bir o kadar önemli. Bu yazıda, kendi deneyimimden yola çıkarak, network marketingde karşılaşılan zorlukları nasıl aştığımı ve direncimi nasıl geliştirdiğimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Daha fazlasını oku

En Çok Satan Network Marketing Kitapları

Network marketing, veya yaygın olarak bilinen adıyla çok katlı pazarlama, birçok insanın ilgisini çeken bir konudur. Bu alanda pek çok kitap yayınlanmıştır. İşte en çok satan network marketing kitaplarından bazıları:

Daha fazlasını oku

Gülümse

Hayatınızı anlamlandıran, renklendiren, mutlu kılan herkese ve herşeye, yaşamınızı sevgiyle temizleyen güzel kalplerinize GÜLÜMSEYİN!

Oflaya puflaya hazırlandınız, evden çıkmak üzeresiniz. Dünden kalmış gereksiz işyeri mutsızluluğuna devam etmek için yollara düşeceksiniz. Mutsuzsunuz çünkü, yıllarınızı verdiğiniz işyerinizin negatifliğini yok edememişsiniz, orası sizi yok ediyor. Üstelik sahte mutluluk ifadesiyle içeri girecek herkese selam vereceksiniz. Sanki orada olmaktan ve iş arkadaşlarınızı görmekten mutlu olmuş, ‘iyi ki varsınız, yaşayın, var olun’ ifadeleriyle onlara gülücük armağan edeceksiniz. O halde evden henüz çıkmamışken aynada önce kendinize gülümser misiniz? Gerçek bir gülümseme olsun lütfen!

Uzun zamandır sorunlar yaşadığınız sevgiliniz ya da eşiniz ‘uygun bir zaman ayarlayıp bir konuşalım’ diyor. Ne konuşulacağını biliyorsunuz zira sizde yaklaşık duygular içindesiniz. Ayrılacaksınız! Bitirerek ziyan mı edilecek bu ilişki yoksa devam ederek birbirinizi mi ziyan edeceksiniz? Kafanız karışık. İlişkinizdeki yaraların sebeplerini ararken yara daha da büyümüştü işte. ‘Biz’ olamamış bir birliktelik acıtıyor elbette içinizi. Şimdi sevdiğiniz ya da sevdiğini düşündüğünüz kişiyle konuşmaya gitmeden önce aynada kendinize bakıp gülümser misiniz? Lütfen!

Günlerdir hastane kapısında iyi haber almak için bekliyorsunuz. Tüm kırgınlıkları, kavgaları unuttunuz. Bir gülüşe dünyayı vereceksiniz. Gerekirse kendi hayatınızı… Ani değişiklikleri kabul etmek istemiyorsunuz. İçten içe yaşadıklarınızı adlandıramıyor, korkuyorsunuz. Öyle korkuyorsunuz ki tüm ihtimallerin varlığını reddediyorsunuz. Bugün yine hastane kapısından ayrılmayacaksınız ama bir ayna bulup kendinize bir gülümser misiniz, rica etsem!

Hangi bilinmez zamana ertelenmiştir isteklerimizin gerçekleşmesi bilemeyiz. Hayat, hiç ummadığınız zamanda hiç ummadığınız şekilde gülümser bize. Bu gülümseyişi önce kendi gözlerimizde görelim ve bırakalım hayat görevini yapsın.

Kişisel Gelişim Deyince Akla İlk Gelen

Kişisel gelişim deyince benim aklıma mı? Ahmet Şerif İzgören ile Bülent Akyürek geliyor. Neden derseniz… Ahmet Şerif İzgören kişisel gelişim üzerine kitap yazan, seminerleri de yine kişisel gelişim üzerine olan ve farklı bakış açısına sahip bir insandır. Birkaç kitabını almıştım. “Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır”, “Hıdır Ķişisel Gelişiyor” gibi. Bülent Akyürek de kendine özgü üslubu olan bir yazar. Kişisel gelişime karşıdır kendisi. Karşı olmak ne kelime, “İçinizdeki Öküz’e Oha Deyin! ” kitabıyla kişisel gelişimi deyim yerindeyse yerden yere vurmuştur. Bülent Akyürek de söyleşisine katıldığım ve kitap imzalattığım bir isim.

Bakıldığında ikisi de orjinal fikirli yazarlar. Ama kişisel gelişim konusunda uyuşmuyorlar. İzleyenler hatırlayacaktır; Ahmet Şerif İzgören’in Final sorusu videosunu. Sınavı hazırlamak 6 ayını almış ve sınav 5 dakika sürmüş. Sorulardan biri 50 puanlıkmış ve soru şu; her gün okulda temizlik yapan o temizlikçi kadının adı nedir? İlginç bir soru değil mi? Aklınıza gelir miydi böyle bir soru sormak? Ya cevabı..? Öğrenciler telaşa kapılıyor tabii, hoca çıkıyor sınıftan ve sesler yükseliyor.  “Beyler hocaların adını biliyorsunuz, kızların adını biliyorsunuz beyler…” Bilmezler mi hiç? .. Kim bilecek ki temizlikçi kadının adını?.. Sohbet eden, onunla konuşan olmuş muydu ki hiç? O sorudan sadece bir kişi tam puan alabilmiş. Türkçe cevaplamış bir de. İngilizce cevaplaması gerekirken.. Yönetmeliğe göre 0 alıyormuş Türkçe cevaplayan.

Cevap şu; “Ben öyle bir adammışım ki çıkar ilişkim yoksa insanların suratına bakmiyormusum. Hocam sana bir söz. Çıkar çıkmaz gideceğim ve o kadının adını ogrenecegim. Gözlerine bakarak; “Günaydın” “Iyi akşamlar” diyeceğim. ” 50 üzerinden 50 almış. Daha sonra temizlikçi kadın hoca ile konuşurken; “Hocam demiş.  Doğru mu duydum? Sınavda öğrencilere benim adımı sormuşsunuz. Ben kaç yıldır bu okula gelir giderim kimsenin benden haberi olmaz. Ama artık hazırlıklar,  1.sınıflar, 2’ler, 3’ler hep benim adımı öğrenmisler. Bana gözlerime bakarak; ‘Gunaydin’ ‘Iyi akşamlar’ diyorlar. Hocam, kendimi hiç bu kadar ‘insan’ hissetmemistim. ” demiş. Hocanın da öğretmek istediği zaten hayat dersi değil midir öğrencilere? Yoksa not falan hikaye görüldüğü üzere.. Bence kişisel gelişimden ne anladığınız da önemlidir. Onu hangi çerçevede ele aldığınız… Neye yorduğunuz.. Yoksa sıradan bir vatandaşa sorulsa;”Kişisel Gelişim nedir?” diye. “Kişinin kendini geliştirmesi…” diyebilir. Basit bir cevap evet ama işin özü de o değil midir? Kişinin kendini geliştirmesi.. Tabiiki bu gelişimin hangi konuda olduğu, nasıl bir yol katetmek gerektiği her biri değişkenlik arz eden konulardır. Kişinin ilgi alanına göre değişebilmektedir.

Bence insan her konuda bilgi sahibi olmalı. Genel kültürünü geliştirmeli. Bilinen şeyler hep iyi olmak zorunda da değildir. Bazen kötüyü de anlatman gerekebilir. Onun neden kötü olduğunu ispatlamak adına.. Öyle ya, iyi olunca iyi de, kötüyse neden kötü?

Kendi Değerimizi Bilmek

Ünlü konuşmacı, yaklaşık olarak 200 kişinin katılım gösterdiği seminerine elinde aldığı 20 doları havaya kaldırıp “Kim bu 20 doları ister?” diye sorarak başlar. Tabi bu sorunun üzerine odadaki pek çok el havaya kalkar.

“İçinizden birisine bu 20 doları vereceğim ama önce şunu yapmama izin verin” der ve 20 doları yere atar, üzerine ayakkabısıyla basar, biraz da kirletir parayı ve sonra yerden alıp tekrar eliyle havaya kaldırır.

“Peki şimdi kaç kişi bu parayı istiyor?” diye tekrar sorar. Tekrar salonda pek çok el havaya kalkar.

Bunun üzerine konuşmacı, salondakilere şunu söyler: “Arkadaşlar, görüyorsunuz ki, paraya ne yaparsam yapayım onu hala istiyorsunuz çünkü paranın değeri hala aynı. Hala 20 dolar değerinde.”

“İşte bu yüzden kendi değerimizi bilmek ve onun hiç değişmeyeceğini hatırlamak önemlidir.”

Yaşamımız boyunca pek çok defa düşüş yaşamışızdır, moralimizin bozuk olduğu, canımızın sıkkın olduğu, kendimizi çok değersiz hissettiğimiz dönemler geçirmişizdir.

Belki yaptığımız yanlış seçimler sonucunda belki de içinde bulunduğumuz şartlar yüzünden kendimizi değersiz hissettiğimiz zamanlar olmuştur.

Ancak şu bir gerçek ki, her ne olursa olsun, her ne yaşanırsa yaşansın, bir insanın değeri değişmez ve paha biçilemezdir.

Özellikle de sizi sevenler için…

Kişisel Gelişim İçin Psikoloji

Psikoloji bilimi, çağımızın en popüler bilim dallarından birisi. Hepimizin artık, psikoloji biliminin çalışma alanlarına, terminolojisine, popüler konularına dair fikri, belli oranda bilgisi var. Geçen yüzyılların tersine, çağdaş insan, kendisine, çevresine ve dünyaya bilimin penceresinden bakmayı önemsiyor. Psikoloji bilimi bugün, sadece ruhsal hastalıkların tedavisinde değil, insana dair her şeyde, daha fazla anlama çabası olarak rol alıyor.

İnsan davranışlarını inceleyen bilim dalı olarak psikoloji, çocuk gelişiminden, aile yaşantısına, ilişkilerimizden, iş yaşantısına, bireyin benlik gelişimi ve mutluluğundan, toplumsal yaşamın organizasyonuna kadar pek çok alanda çalışmalarını sürdürüyor. Akademik düzeyde yapılan pek çok çalışma, bilimsel ilerlemeyi sağlarken, psikoloji biliminde atılan adımların yayınlanması da akademi çevreleri dışında, sıradan bireylerin psikoloji hakkında bilgi sahibi olmasını sağlıyor.

Çağdaş insanın,kişisel gelişimi için çaba harcarken, bu bilim dalını göz ardı etmesi, önemsememesi olası değil. Zaten, giderek popüler hale gelen bilim dalı, kitaplardan, televizyon programlarına, gazete yazılarından, sinema filmlerine, okul ders kitaplarından, arkadaş sohbetlerine kadar yaşantımıza giriyor. Ego, bilinç altı, bastırma, kompleks, karmaşa, yüceltme, şartlanma vb. tamamen psikoloji bilimine ait olan terimler, günlük yaşantımızda ve sohbetlerimizde kullandığımız terimler değil mi artık?

Elbette, kişisel gelişimimizde bilimsel yöntemlere güvenmek, bunlardan faydalanmaya çalışmak en doğru tavır. Fakat, her konuda olduğu gibi bu konuda da, ehil olmayan kişilerden ya da bilimsel olmayan yayınlardan faydalanmaya çalışmak kişiye faydadan çok zarar sağlıyor. Sağlık, mutluluk ve gelişimimiz için psikoloji biliminden faydalanabilmek için, konunun uzmanı olan kişilerden yardım almamız ve popüler ve çok satılır kitap ve dergiler yerine, bilimsel kaynakları tercih etmemiz önemli. Aksi takdirde, yüzeysel bilgiler ile, bir karmaşa içine düşmemiz, fayda yerine zarar görmemiz çok olası.

Kişisel gelişim deyince aklımıza gelen pek çok alan var elbette: Kişinin ruh sağlığı, benlik gelişimi, yaratıcılığı, ilişkilerinin sağlıklı ve nitelikli olması, aile, çalışma ve toplum yaşamında mutluluğu ve başarısı bunlardan sadece bazıları. Tüm bu konularda yazılmış, herkesin ulaşabileceği ciddi, bilimsel yayınlar olduğunu söylemek mümkün. Kitap okuma listemizde bu kitaplara öncelik vermek, kendimizi ve çevremizi daha çok anlamamıza, kişisel gelişimimiz için önemli bir adım daha atmamıza olanak sunacaktır.